br>


alikaya


   
  ÇILDIRLI VE ARDAHANLILARIN SİTESİ
  çıldırda mutfak malzemeleri
 

TANDIR/Tendir: Tendir ya da Tandır daha çok evlerin uzağında Tendilik denilen ayrı bir bölümde hazırlanır.denilen ayrı bir eklentiye konulurdu. Tandır önceden Büyük Pergit köyünden alınırdı. 1980’lerin sonundan itibaren ise Muş yapımı fırınlanmış tandırlar kullanılmaya başlandı. Yaylalarda kimi evlerde de kullanılmakta ancak köydekine göre ebatı biraz daha küçük tutulmakta. Tandır önceden tezek, odun ya da çalı çırpıyla yakılarak tabanının nar gibi kızarması sağlanır aşırı sıcağı gidince daha önceden yoğrulmuş hamurlar topak haline getirilip tercihe bağlı olarak ya oklavayla hayli inceltilip pişirilerek “Lavaş” adlı yufkamsı ekmek yapılır ya da kalınca pideye benzeyen ve köylülerin “Eppeyh” dedikleri ekmek yapılır. Bazen sütle yoğurulmuş “Neziyh” denilen poça türü ekmekler yapılır. Neziyh bazen yeni doğan ineğin ilk sütünden de yapılır. Tandırda bazen Kaz etiyle bulgur pilavı yapılır ki son derece lezzetli olur. Bazen de artık sıcağı kaybolmaya yüz tutmuş olan tandırda çay demlenir. Alüminyum çaydanlıklarda yapılan çay çok keyif verici olurdu. O çayla birlikte tandırdan çıkarılan son ekmek eritilmiş tereyağı içine doğranır ayriyeten ya “Çeçil” ya da “Lor peyniri” ile birlikte hazırlanır hem bu hazırlananlardan atıştırılırken hem de tandıra bacaklar sarkıtılarak tandır başı sohbetleri olurdu. Tandırın bu son sıcaklığında mutlaka bayanlar bacak sarkıtmaya yaparlardı ve bu sıcaklığın bacaklardaki romatizma ve benzeri rahatsızlıklara iyi geldiği söylenirdi. Tandırda bazen patates pişirilir. Artık sönmeye yüz tutmuş közün içine gömülen patatesler piştikten sonra önceden kabukları yıkandığı için üzerindeki kül silindikten sonra kabuğuyla birlikte ezilir ve içine tereyağı konur.

Tandır iki ana bölümden oluşur. Ekmeğin pişirildiği yer ve tandırın dumanını çekmesi için yapılan Külfe denen kısım. Külfe Tandıra üzeri kapalı bir kanalcıkla bağlanır. Genelde Tandır konulan yer tabandan 50 cm kadar yüksektir. Tandır yerin tabanına yerleştirilirken 50 cm kadar o yükselti içinde de yer alır. Külfe Tandırın ilk yakıldığı köylülerin deyimiyle “Galandığı” sırada yoğun dumanını dışarı çıkmasını sağlar. Bir nevi Tandırın bacası sayılır. Artık tandır ekmek pişirecek aşamaya geldiğinde Külfe bir bezle kapatılır çünkü gerekli sıcağın bu baca tarafından alınmaması gerekir. Tandıra konan, tezek, çalı çırpı gibi yakacakları karıştırmak ya da Külfe’nin ağzındaki

Eğiş:yabancı maddeleri temizlemek için demirden uzun bir şiş yapılır derin tandırdan ekmeği çıkarmaya yaradı

. Bu eğişler et pişirilirken şiş vazifeside görür.

Oçak:Barbukeye benzer.tendirlikte ateş yakmak için yapılır

Repete” Ekmekler tandırın iç cephesine yapıştırmak içi otla doldurulup kumaşla kaplanmış yastıkçıklar kullanılır. Bu yastıkçıklara köylüler Repete” der.

Künde: Hamur topaklarına “Künde” denilir ve bu kündeler

Peşgun” denilen tahta sofralar

“Okhloy denen oklavalarla açılır

Çömce:Yemekleri pay etmek için kullanılan eskiden ağaç oyma ile yapılrdı,şimdi çelikten yapılr.(kepçe)

Çanak:Ağaç oyma ile yapılan kap.

Tehne:Hamur yoğurulur tahdadan yapılır.

Nehre:Kaymağı yağ yapmak için yapılan araç.

Tas:Çorba kabı.

Tava:Kızartma yapılan araç.

Cıngır: Kova kelimesini karşılayan bu su ya da sıvı kabı. Kars merkezden alınır. Kovalar mutlaka üç tane boğumu olur. Zira bu boğumlar köylüler yaylada “Khap/Hap” denilen sırayla süt yardımında bulunulup peynir vs. hazırlandığında ölçek olarak kullanılır.

Cıngırtı: Bu ise daha çok ince belli çay bardaklarına benzeyen kovadan biraz küçük süt ya da yoğurt kabıdır. Ölçeği yoktur zira sadece süt ürünlerini ya da su taşıma için kullanılır.

Çini: Çini daha çok çinkodan yapılı sırlı, desenli pilav tabaklarıdır. Bu tabakları köylüler uzun süre takas alışverişiyle gerek yayla da olsun gerek köy de olsun “Çerçici” lerden alırlardı.

Cem: Cem derin çorba tabaklarına denir. Porselen yaygınlaşmadan önce çinko cemler daha yaygındı. Zira kırılma tehlikesi yoktu. Cem ve Çiniler evin çok kullanılan kısmı yada Hoylu denen Avlularına kurulu tereklere genç kızlar tarafından özenle dizilirdi. Eskiden çeyizlik olarakta gelinler sandıklarına koyardı.

Göyeç:Topraktan yapılan yemek pişirme aracı.

Sini: Sini çinkodan yapılmış yuvarlak, üzeri sırlı ve desenli tepsilere denir. Köylüler son zamanlarda yaygınlaşan gümüş olsun krom olsun daha çok dikdörtgen şeklinde olanlara tepsi der. Çinko olanlarına asla tepsi demezler mutlaka tepsilerden ayırt etmek için Sini derler. Bu siniler çok yerde kullanılır. Bazen nişanlı kızın ailesine giderken helva yapılır bu büyük sinilere özenle yerleştirilip helvanın üzeri şekerlemeler ve mumlarla süslendirilirdi.

Çiğindiriyh: Çiğin Karapapak lehçesinde omuz manasına gelir ve Çiğindiriyh ise tam İstanbul lehçesine çevirirsek Omuzluk manasına gelir. Bu uzunca düz bir sopanın iki ucuna ucunda kanca olan 30 cm kadar uzunlukta zincir takılan bir alettir ve çiğindiriyhleri kadınlar çeşmeden, ya da yaylada gölden su taşımada kullanırlardı.

Kirkire: Aslında bu eldeğirmeninden başka bir şey değil. Yuvarlak sert bir taştan yapılı iki parçadan oluşan Kirkirenin alt kısımda kalan yuvarlağın ortasında büyük kalın sivri bir demir parçası bulunur. Diğer parçanın ortasında bir delik bulunur ve alttaki parçadaki demir üsttekinin deliğine geçecek şekilde konulur. Üst parçaya ayrıca tahtadan bir sap yapılır ve o sap yardımıyla değirmenin üst tekerleği kendi ekseninde döndürülür. Bu arada öğütülecek tahıl vs. gibi taneler üst tekerleğin ortasında yer alan delikten dökülür ve pütürlü bir yapıya sahip olan tekerleklerin bitiştiği noktada öğütme işi gerçekleşir. Daha çok “Kavut” yapmak için Kirkirelerden faydalanılır. Kavrulmuş buğdaylar Kirkirede öğütülür ve daha sonra helvası yapılır.

 
  bu sitenin tüm hakları ALİ KAYA'ya aittir kopyalanamaz aksi halde BEYOĞLU 35.NOTERLİĞİ yönetiminde yasal işlem uygulanacaktır © 2008  
 
> Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol